İSLAM DEKLARASYONU KİTABI İNCELEMESİ

  • Yazar: Aliya İzzetbegoviç
  • Sayfa sayısı: 101
  • Yayınevi: Fide Yayınları
  • Türü: Dînî
  • Konusu: Müslüman topluma sesleniş
  • ISNB: 978-9944-432-08-5

 

BİLDİRİ

“İslam Deklarasyonu” kitabıyla sözcükleri altın, cümleleri elmas olan büyük bir hazineyi keşfettim. Hazine diyorum çünkü her bir sayfa, din uğruna(yaşama sebebi) ilerleyeceğimiz çizginin haritası mahiyetindedir. Eğer adım adım bu haritanın sonuna ulaşabilirsek bizi müreffeh bir İslam dünyası bekliyor olacak. Bu kitabı elimde sıkıca tutuyorum. Nasıl tutmayayım? Çünkü o gerçekten zalimi korkutuyor. Nasıl mı? Aliya İzzetbegoviç bu eseri yazdı ve 1970’te Saraybosna’da yayınladı. 1983’te Yugoslavya rejimi, Saraybosna’da Genç Müslümanlar davasında bu kitabı örgüt kurma yönündeki suçlamalara karşı delil olarak kullandı. Bu bile gösteriyor ki asimile olmasına ramak kalmış bir milletin içindeki Müslümanlık duygusu, onlarda büyük korkulara yol açıyor.

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç, bu kitabı diğer inanca mensup gruplara üstünlük kurma veya onlara karşı bir kin oluşturmak amacıyla yazmamıştır. O bu kitabı bize yani kalbinde İslamı taşıyanlara ithaf etmiştir. O sebeple bu kitap her satırı her sözcüğüyle bizzat bize aittir. Bizim sorunlarımızı ele almaktadır. Müslüman dünyası neden geri kalmıştır, İslam sadece inanç mıdır, İslamî düzen nasıl kurulur, eğitim sistemindeki yanlışlarımız nelerdir, İslam çağdaş olabilir mi, Müslümanların kardeşliğinden ne anlamalıyız? Gibi sorulara cevap aramakta en sade ve yalın biçimde bunların çözümlerini ortaya koymaktadır. Ayrıca kendimizi koskoca bir çöldeki kum tanesi yalnızlığı içinde hissettiğimiz şu zamanda bize birliğin önemini hatırlatarak ve pratikte nasıl uygulanması gerektiğini öğreterek umut aşılamaktadır.

Biz Müslümanlar hayasızlık, cahillik, tembellik, maddecilik ve korkunç ölçekte iman zayıflığı unsurları yüzünden hayat deryasında dibe doğru batmaktayız. Son birkaç nefesteyiz. Yüzmeyi bilmediğimizden yukarı çıkamıyoruz. İşte biz bu kitapta kalan son nefesimizle nasıl en tepeye çıkacağımızı öğreniyoruz. Aliya İzzetbegoviç kitabı üç ana başlıkta ele almıştır. Evvela Müslüman halkın geri kalmışlığı hakkında yakınmakta, İslamî yenilenmeye karşı çıkan, bağnazlıkta ısrarcı olan muhafazakarları ve yenilik çağı açtıklarını iddia ederek batının örnek gayretlerini, çalışkanlıklarını ithal etmek yerine onların zararlı, din dışı uygulamalarını alan modernistleri bizlere sınıflandırmakta daha sonra bu iki grup insanın da İslamı yalnızca inanç olarak algıladıklarını ifade eder. İkinci ana başlıkta ise İslamî düzeni oluşturmanın gerekliliklerini ve usullerini açıklar. Eğitimden birliğe, birlikten aileye kadar tüm etkenleri bir bir incelemektedir. üçüncü ana başlık olarak da günümüz İslamî düzeninin sorunlarını çarpıcı örneklerle ele almaktadır. İslamî düzen yolunun dini tecditten mi yoksa İslamî iktidar mı geçtiğini, hangisinin öncelikli olduğunu, hangi kurallar çerçevesinde bu düzen oluşturulmalı gibi neticeler mevzu-bahistir. Ve son olarak kapitalizm ve sosyalizm gibi akımların İslamdaki konumu, diğer dinler ile İslamın ilişkisi de anlatıldıktan sonra sonuçla kitap bitirilmektedir.

Müslüman Alemi Neden Bu Haldedir?

İslam; Arabistandan, Endülüsle beraber Avrupaya kadar, Avrupadan uzak doğuya kadar her yere yayıldı. Şahlanış dönemi yaşadı ve ardından yavaş yavaş gerilemeye başladı. Hükümranlığımız bitti, ahlaki ve kültürel açıdan zayıfladık, çaresiz ve aciz olduk. Peki neden koskoca Osmanlı Devleti yıkıldı, bu Müslüman birliği bozulup bugünkü ayrılıkçı, milliyetçi duruma geldi? Ve neden çöküş devam ediyor? Aliya İzzetbegoviç evvela bu sorunları hafızamıza hatırlatıyor. Daha sonra çözüm yollarını sıralıyor:

1.Eğitimsiziz

Artık bir bireyin düşünce sistemini değiştirmek için prangalara ihtiyaç yoktur. Eğitim, her bir ferdin idolojisini oluşturur. O halde bu hassas işi karşı düşünürlere bırakmak onların aydınını yetiştirmek demek değil midir?

2. Fakirlik

Kitapta verilen örnekler 1966’ya dayanmaktadır. Ve bu sonuçlar İslam ülkelerinin zayıflığını, fakirliğini, refah düzeyinin ne kadar alçak olduğunu göstermektedir. Günümüze baktığımız da ise ekonomik olarak büyük gelişmeler görülse de yine çoğu Müslüman ülkelerin durumu içler acısıdır.

3.Bölünmüşlük

Bu bölümde kendi içimizde ayrılıkçı davranışlarımız eleştirilmektedir. İslam ümmetinin birlik ve beraberlik hususundaki kifayetsizliği vurgulanmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’i Hayata Uygulamamak

Aliya İzzetbegoviç, üzücü ve hazin bir biçimde Kur’anı Kerim’in emir ve yasaklarının odak noktamız olmadığını, onu hayat tarzı haline getirmediğimizi vurguluyor ve Kur’anı güzel sesle okumak için çaba harcadığımızı ancak gönlümüzü açıp içine ayetleri yerleştirmediğimizden muzdarip olduğunu belirtiyor.

İslamî Yeniden Doğuş

Bilge Kral, bu sorunları dile getirdikten sonra çözümü de hemen ardına koymuştur ve sorunlara karşı evvela her şahsın kendi ruhunu, nefsini temizlemeye başlaması gerektiğini savunmuştur. Bu başlangıçtır. Devamın da ise İslamî bir toplumun çekirdeğinin oluşacağını, bununla birlikte İslamî iktidar sayesinde de tamamlanacağını yani İslamî düzen yalnızca toplumun veya iktidarın İslamlaşmasıyla değil her ikisinin beraber olduğunda esas vizyonun gerçekleşeceğini anlatmıştır. Ama öncelik olarak İslamî toplumun oluşmasını yani yeteri derecede ahlaki ve sayısal güce ulaşıldığında artık iktidar yolunda yürünmesi gerektiğini söylemiştir. Bu olayın örneğini Pakistan ile bizlere göstererek çıkarmamız gereken ibreti gözler önüne sermiştir.

Aliya İzzetbegoviç ömrünü bağımsız, huzurlu, barış dolu, refah bir Müslüman topluluğu oluşturmak için harcamıştır. Mahkemelerde yargılanmıştır. Bu ümmet için hakiki bir direnişçi olmuştur. İslam Deklarasyonu ile biz gençliğe ışık tutmuştur.

Not: Bu yazı Bir Bilenle Bilge Nesil Projesi kapsamında ödül almaya hak kazanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

CAPTCHA ImageChange Image