Satrancın tarihi en az 4000 yıl önceye kadar dayanmaktadır. Bu görüşü Mısır piramitlerinin, kabartmalarından elde etmekteyiz. Yapılan arkeolojik kazılar sonucunda M.S sonra 150 yıllarında Türkmenistan’da bulunan satranç taşları, Kuşhan Türklerinin bu oyunu çok önce oynadıklarını ve Oradan da Hindistan’a yaydıkları görüşünü kuvvetlendirmektedir. Ancak satrancın ilk yazılı belgeleri (M.S) 3. ve 4. yüzyıllarda Hindistan’a aittir. Bu belgelerde satranç “Çatarunga” isimini taşımaktadır. Satrancın ortaya çıkışı ile ilgili bir başka rivayette ise bir Hint kralı, yeni bir oyun yapılmasını ister. Bunun üzerine bir matematik bilgini, satranca benzeyen “Çatarunga” İsimli oyunu geliştirir. Bu oyunu çok seven kral, ödül olarak bilgenin bir isteğini yerine getireceğini söyler. Bunun üzerine bilge “Çok bir şey değil, şu 64 karenin birincisine koyduğumuz, 1 buğday tanesinin her karede 2 mislini istiyorum” der. Yani her kare için 2⁰x2¹x2²x2³x2⁴…. şeklinde. Bilgenin bu isteğini çok basit gören kral, buğday hesabının yapılmasını ister. Ancak hesabı yapanlar hayrete düşerler. Çünkü daha karelerin yarısına gelmeden, verilecek buğday sayısı, ülkedeki tüm buğday sayısından fazladır. Bir kez daha dahiliğini gösteren bilgeyi kral tebrik etmiş ve onu yönetime dahil etmiştir.
Satranç Dünyaya Nasıl Yayılmıştır?
8. yüzyılın sonuna doğru Çin Satrancı ortaya çıkmıştır. Tarihçiler bu satrancın Çin’de ortaya çıkmasının sebebini dini zulümden kaçan Budist rahiplerine bağlamaktadırlar. Daha sonra satranç Çin’den Japonya’ya taşınmıştır. Satrancın Japonya versiyonunun adı ise “Şogi”dir. Satranç 600’lü yılların çeyreğinde Persliler tarafından “Çatrang” adını almıştır. Günümüz İran’ı olan Persliler sayesinde satranç Araplara geçmiş ve Araplar arasında “Satranj” adını almıştır. Emeviler de Endülüs’ü fethettiklerinde (700) satrancı Avrupa’ya taşımışlardır. Hatta Avrupa’da o denli yayılmıştır ki kraliyet oyunu haline gelmiştir. Satrancın Avrupa’da yayılmasında etkili bir başka yol ise Türkiye üzerinden satrancın, Avrupa’ya taşınması şeklindedir. 1974-79 yılları arasında yapılan sualtı kazı çalışmalarında, Bodrum’un Serçe Limanında bulunan Satranç taşları, Türk tipi satranç taşlarının en eski örneğidir. 11 yüzyıla ait olduğu düşünülen bu Satranç taşları, satrancın Türkiye üzerinden de Avrupa’ya ulaştığı iddiasını kuvvetlendirmektedir. 1497 yılında İspanyol “Lucena” tarafından yazılan satranç kitabı, basılan ilk satranç kitabı olma özelliğini taşımaktadır. Zira satranç ile ilgili evvelki kitaplar sadece el yazmasıdır. Bu kitapta o zamanki satranç kuralları açıklanmış ve günümüze kadar bu kurallar değişmeden gelmiştir.
Satranç İnsana Hangi Faydaları Sağlar?
Günümüzde çocuğundan gencine, gencinden yaşlısına, pek çok kişi satranç oynamaktadır. Olasılık ve stratejiye göre hareket etmeyi gerektiren satranç, insana birçok fayda sağlamaktadır:
- Analitik düşünmeyi geliştirir.
- Olaylara geniş açıdan bakmayı kazandırır.
- Dikkat dağınıklığını azaltır.
- Hızlı düşünmeyi sağlar.
- Sistemli, planlı hareket etmeyi öğretir.
- Öngörülü olmayı sağlar.
- Kararlı olmayı, pes etmemeyi öğretir.
Kaynaklar
https://www.gokyaysatrancvakfi.org.tr/kutuphane/satranc-tarihi