Yapay Zekanın Çalışma Mantığı Nedir?
İnsanoğlu dünyada var olduğundan beri yeni şeyler keşfetmeye ve kendini geliştirmeye devam etmiş ve hala devam ediyor. Çağ açıp çağ kapatan her dönemde farklı bilim insanlarının buluşlarıyla hayatını değiştiren insan bunu yaparken en çok taklit yeteneğini kullanmış. İnsan ile doğa ilişkisinin ne kadar önemli olduğunu buradan anlayabiliriz. Mesela bebekler doğduğunda bazı özelliklerini iç güdü sel olarak kazanır. Yürümek, konuşmak, koşmak, yemek gibi. Ama insan hiç bir zaman bir kuş gibi uçamaz ve uçma duygusunu kuşlarını inceleyerek anlamaya çalışır. Daha sonra bu merakı onu uçak, helikopter, paraşüt gibi buluşlara götürür. Bunun gibi doğada inceleyerek bulduğumuz çok çeşitli buluşlar vardır. Biz burada yapay zekadan bahsedeceğiz. Peki insan yapay zekayı nasıl keşfetti? Yapay zeka doğada neyi temsil ediyor? Evet yapay zekanın çalışma mantığı aslında beynimizdeki nöron denilen sinir yapılarından geliyor.
Yukarıdaki nöronları anlatan bir kaç görseli incelediğimizde harika bir iletişim sistemi görüyoruz. Bu görseller sizin aklınıza ilk neyi getirdi peki? Ben gördüğümde aklıma kablolar ve elektrik geldi. Ama durum bundan çok daha öte. Çünkü nöronlar bilgi taşıma işlemi gerçekleştirilir. Nöronlar aksonlardan aldıkları bilgileri işler ve daha sonra dentritlerden başka nöronlara iletir. İnsan öğrenme sürecini beynindeki bu harika sistemle gerçekleştirir. Bu sinir ağlarından insan beyninde milyonlarca vardır ve yeni şeyler öğrendikçe bu bağlantılar değişir ve gelişir. Buna benzer olarak yapay zekanın da bir sinir ağı vardır.
Resimdeki yuvarlar halkaları matematiksel bilgi kaynağı olarak düşünebilirsiniz. Bu halkaları oluşturan sütunlar katman olarak isimlendirilir. Bunları birbirine bağlayan çizgiler ise bağlantı olarak adlandırılır. İşte bu bağlantılar tıpkı nöronlar gibi ilk katmandan son katmana bilgiyi taşır. Katmanlarda işlenen bilgi daha sonra başka yapay sinir ağlarılana iletilir. Yapay zekanın çalışma mantığı kısaca böyledir bu konuda daha fazla bilgi edinmek için şuna bir göz atın: “YAPAY ZEKA ve MAKİNE ÖĞRENMESİ”
https://play.google.com/store/books/details?id=CQfaDwAAQBAJ
Yapay zekanın çalışma mantığından kısaca bahsettik peki bu yapay zeka ne zaman ortaya çıktı? Bu konuda ilk olarak hangi keşifler yapıldı. Bunu da birlikte inceleyelim…
Yapay Zeka Nasıl Öğreniyor?
Yapay zeka birçok uygulamada kullanılan veriler ile kendini geliştirmeye ve insan gibi düşünmeyi öğrenmeye devam ediyor. Yapay zekanın bu verileri elde etmesini sağlayan en güzel yollardan birisi ise açık kaynakları kullanmasıdır. Açık kaynaklar; ülkelerin bilim insanlarının yaptıkları araştırmaları ve akademik çalışmaları insanlık yararına paylaşmalarıdır. Bunu yapan bir çok bilim insanı paylaştıklarının hem insanların hem de kendi projelerinin gelişimine katkı sağladığını da ifade etmişlerdir. Açık kaynaklara verebileceğimiz örnekler arasında; kelime işletim sistemi olan OpenOffice, Google’ın sunduğu birçok açık kaynak(Google Çeviri, Google Akademi, Google Play..), Github, Gitlab.. gibi birçok örnek verilebilir.
Yapay Zeka Ne Zaman Ortaya Çıktı?
Yapay zekanın ortaya çıkışı aslında düşündüğümüz gibi çok yakın bir tarih olmamakla birlikte 1943’e dayanıyor. 1943 yılında yapay zeka, yapay sinir sisteminin matematiksel olarak modellenmesiyle başlıyor. Bunu başaran McCulloch ve Pitts yaptıkların modelin mantıksal olarak VE ve VEYA sorularına yanıt verebileceğini kanıtlıyorlar.
Matematikle bütünleştirilen zeka sisteminin ”yapay zeka” olarak adlandırılması fikri ise 1956 da ortaya atılmıştır. Hayatımızın her alanında aktif olan yapay zeka 1956 dan beri aslında konuşuluyor.
Türkiye’ye yapay zeka araştırmalarının girmesi ise şu çarpıcı başlıkla ”Makine düşünebilir mi? Nasıl düşünebilir?” sorusuyla olmuştur. Bu soruya Ord. Prof. Dr. Cahit Arf cevap aramış makinelerin insan gibi estetik olamayacağını kendi kararlarını veremeyeceğini bunu yapabilmesi için uzun bir zaman gerektiğini ifade etmiştir. Buradan anlaşılacağı üzere, yapay zekanın en başından beri yapılış amacı insanca düşünebilen makinalar yapmaktır. Sizce makinalar insan gibi düşünebilir mi? Bilim insanları bunu başarabilecek mi? Başarırlarsa sonuç ne olacak? Yorumlarınızı bekliyorum..