Gökyüzünde göz alabildiğince uzanan engin bir maviye baktığımda, içimdeki karmaşık düşüncelerin arasında kayboluyorum. Gazali‘nin söylediği gibi, “Gökyüzüne bakmak, Allah’ı hatırlatır, üzüntüyü azaltır, karamsarlığı giderir…” O an, gökyüzündeki sonsuzluğa dalıp geri dönmek istemiyorum. İçimde kaybolan ve arayış içinde olan bir ruhla, kaçış noktasını arıyorum. Ama nereye kaçabilirim ki? İçimdeki fırtınaların ortasında kendimi kaybediyor, yalnızlık esintileri ve ümitsizlik kargaşasıyla boğuşuyorum. Kendi benliğimden sıyrılamaz haldeyken, Uğur Koşar‘ın da dediği gibi “Allah De Ötesini Bırak” diyerek çareyi buluyorum. Böylece, derin anlamların gizemli sularında kaybolmaya başlıyorum.
Bir adım daha atıyorum ve gözlerim sayfalardaki harflere hapsoluyor. Kitapların dokusunu hissetmenin verdiği coşkuyla, kafamdaki karanlığı dağıtıp cümlelerin arasında yolculuğa çıkıyorum. Bu yolculuk, sadece kendi iç dünyama değil, peygamberlerin hayatına, örnek şahsiyetlere ve hatta sıradan insanların yaşamlarına kadar uzanıyor. Her kelimenin derinliklerinde gönül sohbetlerine dalıyor, yeni ufuklara açılıyorum.
İçimdeki yalnızlık ve hüzün, kitapların sihirli dünyasında yatışıyor. Ön kapağını açtığım anda, kaybolmuş bir ruhun arayışı başlarken, son kapağı kapattığımda kendimi yeniden bulmuş bir ruh oluyorum. Yeni benliğim, umutla dolmuş, teslimiyetle yükselmiş ve huzuru tevekkülle yakalamış bir hâlde karşıma çıkıyor. Artık içimde, derinliklerinde sonsuzluk barındıran bir gökyüzü olduğunu fark ediyorum. Kendime doğru bir yolculuğa çıkıyor, çözümleri aramak için iç dünyama dalıyorum. Çünkü çarelerin aslında, “Allah De Ötesini Bırak” diyerek kendi içimizde saklı olduğunu keşfediyorum.
Gökyüzündeki huzurun büyüsüyle dolmuş gözlerim, bu kez sayfaların arasında kaybolmak istiyor. Kitaplara dokunmanın verdiği heyecanla, hayatın zorlukları ve olumsuzlukları tamamen unutuluyor. Cümlelerin arasında yürürken, bir düşsel yolculuğa çıkıyorum. Her satırda, yeni bir düşünceye dokunuyor, bir masalın içinde kayboluyorum. Zamanın durduğu o anlarda, kalbim gönül sohbetleriyle doluyor ve ruhum huzura eriyor.
Böylece içimdeki yalnızlık ve hüzün soluyor. Kitabın son sayfasını kapattığımda, kaybolmuş bir ruh yerini, kendi varlığını tanıyan, hayatın anlamını kavrayan, benliğindeki sancılardan kurtarmış bir ruha teslim ediyor. Yeni benliğimde, umut dolu bir kalp, yükselen bir teslimiyet ve huzurun kokusu var. Yeni hayaller yeşeriyor içimde, hayatın sunduğu her dakikanın kıymetini bilerek ve en güzel şekilde yaşamak için çabalıyorum. Sonsuzluğa huzur içinde kavuşma umuduyla…