Kendimizi düşünelim insan olarak hangi özelliklerimiz var. Maddesel boyutun ötesinde ruhumuzda, karakterimizde, huyumuzda suyumuzda neler var? İlk aklıma gelenler hoşgörü, hoş söz, hoş…olan herşey çünkü gönül hoş olanı bulmak istiyor ama bunların yanında ters istikamette ilerleyen nefret, kin, kıskançlık, kabalık… Her ne kadar insan güzelliklerle birlikte kötülüğü de içinde saklıyor olsa da güzelliğin manasını kötülüğü gördükçe anlıyoruz.
Efendimiz bir hadis-i şerifinde “Sabır cennetin anahtarıdır.” Buyuruyor. Sabır insanın ulaşmak istediği en büyük gaye olan cennetin kapısını açmaya yetecek kadar büyük bir güç barındırıyor belli ki. Peki sabır denilince biz ne anlıyoruz? Karşımıza çıkan zorluklara karşı dişlerimizi sıkarak sinir katsayısını artırmayı yada bela olarak yorumladığımız bir meseleyi “Bunlar neden hep benim başıma geliyor? Ne yaptım Allah’ım ben sana(haşa)!” Gibi sözlerle isyan içinde geçirmeyi sabır olarak yorumlayabilir miyiz? Eninde sonunda sorun çözüldüğünde sorun karşısındaki bu tutumumuza rağmen yine de biz sabır ehlinden olabildik mi acaba?
Sabır ile ilgili büyüklerimiz ” Sabreden derviş muradına ermiş” derler. Bu sözle paralel olarak inşirah süresindeki “Muhakkak her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.” Ayetini birlikte ele aldığımızda; ne yaşarsak yaşayalım sonunda bir ferahlık var ve sen yaşadığın imtihan sürecini sabırla geçirirsen muradına eriyorsun yani sonuçta yine iyilik ve güzellik kazandı tam da içimizdeki derinliklerde kalbimizin istediği gibi.
Şimdi yukarıdaki mevzuyu sindirebildiysek tekrar oraya dönelim. Allah’ın bize gönderdiği imtihanların içinde sabır gücümüzü isyanla karıştıyor muyuz? Yoksa bulunduğumuz durumdan imkanlar dahilinde mutlu olmaya çalışarak çabalayarak daha mutlu olacağımız günleri mi bekliyoruz? Kilimi çırpanın gayesi kilime vurmak değil tozunu almak diyen kıymetli Mevlana hazretlerinin söylediği gibi başına gelen zorlukların seni daha iyi bir insan yapmak için, sonunda hediyelerin ve mutlulukların olduğu Rabbinden gelen küçük sabır süreçleri olduğunu düşünmek kalben ruhen ve hatta fiziksel manada bile iyileştirici etki sağlayacaktır.
Sonuç..Peki Allah‘ ın bize verdiği sabır duygusunu nasıl kullanmalıyız? Bu konuyla ilgili Bediüzzaman hazretlerinin yorumunu naçizane kendi cümlelerimle paylaşmak istiyorum. Sabır her imtihan için belli miktarda verilir. Sen bu sabır miktarını geçmişte yaşanmış sıkıntıları düşünerek ah vah ederek veya gelecekte henüz olmamış olayların kaygısıyla tüketirsen şu anda yaşadığın sıkıntıların üstesinden gelecek sabrı tüketmiş olursun.